Fransa, sömürge döneminden kalma üç kafatasını Madagaskar'a iade etti; bunlardan birinin başı kesilmiş bir krala ait olduğuna inanılıyor

Fransa, sömürge döneminden kalma üç kafatasını 26 Ağustos Salı günü Madagaskar'a iade etti. Bunlar arasında, 1897'de Fransız ordusu tarafından bir katliam sırasında başı kesilen Madagaskar kralı Kral Toera'nın kafatası da bulunuyor. Agence France-Presse'e göre, Sakalava etnik grubuna ait üç kafatası, Salı günü Fransız Kültür Bakanlığı'nda düzenlenen bir törenle sembolik olarak Madagaskar yetkililerine teslim edildi. Kafatasılar, 31 Ağustos'ta toprağa verilmek üzere adaya geri dönecek.

Antananarivo'nun yıllarca sahiplendiği kralın kafatası, şimdiye kadar yüzlerce Madagaskarlı insan kalıntısıyla birlikte Paris'teki Ulusal Doğa Tarihi Müzesi'nde saklanıyordu. Kral Toera, sömürgeciliğin ilk günlerinde, Fransız sömürge birliklerinin Menabe'nin eski kraliyet başkenti Ambiky'de düzenlediği ölümcül bir saldırı sırasında öldürülmüş ve ardından ganimet olarak Fransa'ya götürülmüştü.

Kültür Bakanı Rachida Dati, bu iadenin "tarihi bir olay" olduğunu memnuniyetle karşıladı. Basına yaptığı açıklamada , "Bu kafatasları, ulusal koleksiyonlara insan onuruna son derece aykırı koşullar altında ve sömürge şiddeti ortamında girmiştir," dedi. Bakan, iade öncesinde bilim insanlarının yürüttüğü çalışmaların, bu kafataslarının Sakalava topluluğundan geldiğini "kesin olarak" tespit etmeyi mümkün kıldığını, ancak bunlardan birinin Kral Toera'ya ait olduğunun ancak "varsayılabileceğini" belirtti.

Nisan ayında Madagaskar'a yaptığı ziyarette Emmanuel Macron, 1897'den 1960'taki bağımsızlığa kadar süren sömürgeciliğin "kanlı ve trajik sayfaları" karşısında " bağışlanma " "koşullarını " yaratmak amacıyla bu iadeyi talep etmişti. Hukuki açıdan bu iade, aynı zamanda, 2023 yılı sonunda çıkarılan ve insan kalıntılarının yasal yollardan geçmeden kamu koleksiyonlarından çıkarılmasına olanak tanıyan çerçeve yasanın Fransa'da ilk kez uygulanması anlamına geliyor.

Paris'te bulunan Madagaskar Kültür Bakanı Volamiranty Donna Mara, "muazzam öneme sahip bir jest"i takdir etti. Bu kafatasları "basit bir koleksiyon parçası " değil, diye açıkladı. "Bunlar, bugünümüzü geçmişimizle birleştiren görünmez ve silinmez bir bağdır. Yoklukları bir asırdan fazla, 128 yıldır, adanın kalbinde açık bir yaradır."