Hava durumu, kaplumbağaların cinsiyetini ve kaplumbağa yuvalama mevsiminde dikkat edilmesi gereken diğer gerçekleri etkiler

Ontario'da kaplumbağa yuvalama sezonu yaşanıyor ve çevreciler nesli tükenmekte olan türleri ve yuvalarını korumak için çalışıyor.

Londra, Ontario merkezli Yukarı Thames Nehri Koruma Kurumu'nda (UTCRA) risk altındaki türler biyoloğu olan Scott Gillingwater, "Şu anda yuvalama sezonunun zirvesindeyiz" dedi.

"Çoğu kaplumbağa Haziran ayında yumurtlar, ancak sezon Mayıs sonundan Temmuz ortasına kadar uzayabilir. Bu yıl hava daha soğuk olduğundan, zamanlama tipik görünüyor."

Gillingwater ve ekibi, özellikle nesli tehlike altında olan dikenli yumuşak kabuklu kaplumbağaların yumurtalarını taşımak ve yuvaları aramak için sahaya çıktı.

Thames kıyılarından konuşan Gillingwater, "Bu kaplumbağalar yaşam alanı kaybı, su baskını, rakun ve kokarca gibi yırtıcı hayvanlar ve hatta kaçak avcılık gibi ciddi tehditlerle karşı karşıya," dedi. "Yumurtaları kuluçkaya yatırıyoruz ve yavruları vahşi doğaya geri bırakıyoruz. Bu, popülasyonun toparlanmasına yardımcı olmanın önemli bir parçası oldu."

Bu çaba otuz yıldır devam ediyor ve Gillingwater bunun işe yaradığını söylüyor.

"1990'larda başladığımızda yaşlanan bir nüfusumuz vardı. Şimdi, ilk kez yuvalayan genç dişiler de dahil olmak üzere her yaştan kaplumbağa görüyoruz. Olgunluğa ulaşması 15 ila 20 yıl süren bir tür için bu büyük bir başarı," dedi.

Dikenli yumuşak kabuklu kaplumbağalar tehdit altında olan tek türler değil. Ekip ayrıca bölgedeki ısırgan kaplumbağalarının, harita kaplumbağalarının, Blanding kaplumbağalarının ve diğerlerinin yuvalarını izliyor ve koruyor. Gillingwater, şu anda kuluçka makinelerinde yaklaşık 500 yuva olduğunu ve bunun 10.000 kadar yavruya denk geldiğini tahmin ediyor.

İklim değişikliğinin kaplumbağalar üzerinde 'dramatik etkisi' var

Ontario genelinde eğitim ve tür kurtarma çalışmaları yürüten Think Turtle Conservation Initiative'den Kelly Wallace için bu yılki yuvalama sezonu en yoğun sezonlardan biri oldu.

İlkbahar boyunca yaşanan sıcaklık dalgalanmalarının optimum yuvalama penceresini geciktirdiğini ve kısalttığını, bunun sonucunda çok sayıda kaplumbağa yuvasının aynı anda boşaldığını belirten uzman, iklim değişikliğinin kaplumbağa popülasyonu üzerinde "dramatik bir etki" yarattığını sözlerine ekledi.

Wallace, "Hareketleri çevresel değişikliklerle o kadar uyumlu ki, ekosistemlerde neler olup bittiğine dair fikir veren bir tür gösterge görevi görüyorlar" dedi.

"Yumurtaların cinsiyeti sıcaklığa bağlıdır ve çok sıcak hava koşulları yaşadığımız için dişi yavrulara doğru daha fazla eğilim var. Bu endişe verici çünkü ileride erkeklerden daha fazla dişiye sahip olabiliriz."

Ayrıca birçok kaplumbağanın henüz olgunluk yaşına ulaşmadığını, bu durumun üreme popülasyonu ile yeniden üremeye hazır yavru sayısı arasında büyük bir boşluk bıraktığını, bunun da büyük ölçüde yol ölümleri ve yaşam alanı kaybından kaynaklandığını söyledi.

Hareket halinde bir kaplumbağa görürseniz ne yapmalısınız?

Gillingwater, bir kaplumbağanın patikayı veya yolu geçtiğini görürseniz, yardım edebileceğinizi ancak bunun yalnızca güvenli olması durumunda geçerli olduğunu söyledi.

"Yüzde 100 güvenliyse, kaplumbağanın gittiği yöne doğru geçmesine yardım edin, ancak bu yön tehlikeliyse, örneğin bir otopark veya inşaat alanı gibi. Bu durumda, onu aynı genel alandaki en yakın güvenli yaşam alanına taşıyın," dedi.

İnsanlar ayrıca yollar, ara sokaklar veya geliştirme alanları gibi riskli noktalardaki yuvaları veya kaplumbağaları koruma otoritesinin web sitesindeki Kaplumbağa Raporu formu aracılığıyla bildirebilirler. Yaralı kaplumbağalar Peterborough'daki Ontario Kaplumbağa Koruma Merkezi'ne bildirilebilir ve gönüllüler onları yerel hastanelere götürecektir.

Bu durumlarda, koruma personeli yumurtaları korumak ve kuluçka makinelerine taşımak için devreye girebilir. Yaklaşık 60 gün sonra, yavrular bulundukları bölgeye geri gönderilir.

Ev sahiplerinin mülklerine yuva koruyucuları yerleştirmesi gibi bireysel çabaların da etkili olduğunu söyledi Wallace. Birisi bir yavru bulursa, hayatta kalma şansını artırmak için onu bitki örtüsüyle çevrili, yavaş hareket eden, sığ su kütlesine götürmeyi öneriyor.

Gillingwater, yaban hayatının korunmasında toplumsal katılımın çok önemli olduğunu söyledi.

"Her bir türü kaybettiğimizde, ekosistemi zayıflatıyoruz. Bu çalışma biyolojik çeşitliliği korumaya yardımcı oluyor, ancak aynı zamanda insanları doğaya bağlıyor," dedi. "İnsanların bu popülasyonlardaki düşüşten sorumlu olduğunu biliyoruz. Bunu düzeltmek de bize düşüyor ve toplum gerçekten harekete geçiyor."