ABD, Küba Devlet Başkanı'na ve 'rejim kontrolündeki' lüks otellere yaptırım uyguladı

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, tarihi hükümet karşıtı protestolara yönelik acımasız baskının dördüncü yıldönümünü anarken yaptığı açıklamada, Bakanlığın aralarında Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel'in de bulunduğu üst düzey Kübalı yetkililere yaptırım uyguladığını duyurdu.
Rubio, X'te yaptığı paylaşımda, Dışişleri Bakanlığı'nın Küba rejiminin önde gelen isimlerine vize kısıtlaması getireceğini, bunların arasında Cumhurbaşkanı Diaz-Canel, Savunma Bakanı Alvaro Lopez Miera, İçişleri Bakanı Lazaro Alberto Alvarez Casas ve onların "yandaşlarının" da yer aldığını ve "Küba rejiminin Küba halkına yönelik vahşetindeki rolleri" nedeniyle bu kişilere vize verilmeyeceğini söyledi.
Kübalı göçmen bir ailenin oğlu olan Rubio, Dışişleri Bakanlığı'nın, "Küba rejiminin baskıcı uygulamalarının ABD doları ile finanse edilmesini önlemek" amacıyla Torre K otelinin kısıtlı kuruluşlar listesine eklendiğini duyurdu.
Küba hükümeti, Havana'nın merkezindeki lüks gökdelen Torre K'yi modernleşmenin bir sembolü olarak tanıttı. Ancak hükümet, sözde sosyalist tek partili devlette yaşanan ciddi ekonomik krizin ortasında lüks otellere yaptığı büyük yatırımlar nedeniyle eleştirilere maruz kaldı.
Rubio, "Küba halkı yiyecek, su, ilaç ve elektrik sıkıntısı çekerken rejim, içeridekilere para saçıyor" dedi.
Dışişleri Bakanlığı'nın Yasaklı Konaklama Yerleri Listesi'ne on tane daha "rejim bağlantılı mülk" eklendiği bildirildi.
Açıklamada, yaptırımların "Küba halkı ve adadaki siyasi tutsaklarla dayanışma" amacıyla yürürlüğe konulduğu belirtilirken, Küba hükümetinin 1950'lerdeki Küba devriminden bu yana en büyük gösteriler olan Temmuz 2021 gösterilerine yönelik acımasız baskısına atıfta bulunuldu.
Polisin müdahalesi sonucunda bir kişi hayatını kaybetti, onlarca kişi yaralandı.
Dışişleri Bakanlığı, "Dört yıl önce binlerce Kübalı, tiranlıktan uzak bir gelecek talep etmek için barışçıl bir şekilde sokaklara döküldü. Küba rejimi, şiddet ve baskıyla karşılık verdi ve binlerce kişiyi haksız yere gözaltına aldı. Bunların arasında hâlâ tutuklu bulunan ve işkence veya kötü muameleye maruz kalan 700'den fazlası da var," dedi.
Rubio ayrıca Küba'yı, Nisan ayında muhalif Felix Navarro ile birlikte gözaltına alındığında kefaleti iptal edilen demokrasi yanlısı aktivist Jose Daniel Ferrer'e işkence yapmakla suçladı.
Rubio, "ABD, tüm siyasi tutukluların derhal yaşam kanıtı elde etmesini ve serbest bırakılmasını talep ediyor" dedi.
Küba Dışişleri Bakanı Bruno Rodriguez, son önlemleri ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin yürüttüğü "acımasız ekonomik savaşın" bir parçası olarak eleştirdi.
X. gazetesinde yayınlanan yazısında, "ABD, devrimci liderlere karşı göçmen yaptırımları uygulayabilir ve Küba'ya karşı uzun süreli ve acımasız bir ekonomik savaş yürütebilir, ancak bu insanların veya liderlerinin iradesini kırma yeteneğinden yoksundur" ifadelerini kullandı.
Ocak ayında dönemin ABD Başkanı Joe Biden, Küba'yı terörü destekleyen ülkelerin kara listesinden çıkarmıştı.
Ancak Trump, Beyaz Saray'a döndükten hemen sonra ülkeyi kara listeye geri aldı ve ilk dönemindeki dış politikasını simgeleyen Küba'ya karşı "maksimum baskı" kampanyasını yeniden başlattı.
Al Jazeera